|
|
 |
Galatasaray'da, Linderoth endişesi!..
|
29.12.2007 09:51 - Spor haberleri bugün 106.011 kişi tarafından okundu
Sakatlığı nedeniyle Galatasaray'ın son maçlarında forma giyemeyen Tobias Linderoth'un kalçasında kemik büyümesi bulunduğu, İsveçli futbolcunun, ameliyat olması durumunda en az 6 ay sahalardan uzak kalacağı açıklandı.
Galatasaray Kulübü Başkan Yardımcısı Adnan Polat, NTV'de canlı yayına katılarak, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Polat, Linderoth'un çok ender görülen bir sakatlığı olduğunu açıkladı.
Linderoth'un, cerrahi operasyona gerek kalmadan iyileşmesi için çaba harcadıklarını anlatan Polat, ancak ameliyat olması durumunda en az 6 ay oynayamayacağını dile getirdi. Polat, Linderoth'un sakatlığı konusunda İsveç Milli Takımı doktorlarıyla da görüş alışverişinde bulunduklarını kaydetti.
|
Polat: "Ümit'i Avrupa'ya gönderebiliriz"
|
29.12.2007 09:47 - Spor haberleri bugün 106.176 kişi tarafından okundu
Galatasaray Kulübü Başkan Yardımcısı Adnan Polat, teknik direktör Karl Heinz Feldkamp ile lig şampiyonluğuna ulaşacaklarına inandığını söyledi.
NTV'de canlı yayına katılan Adnan Polat, hastalığı nedeniyle takımının başında son 2 resmi maça çıkamaması üzerine yoğun biçimde eleştirilen Alman teknik adama destek verip, "Feldkamp ile kesinlikle şampiyon olacağımıza inanıyorum. Aramızda hiçbir sorun yok. 2 veya 3 Ocak'tan itibaren takımın başında olacak. Kendisine güvenimiz tam" dedi.
Feldkamp'ın ağır bir grip geçirdiğini anlatan Polat, Ankara'daki Gençlerbirliği OFTAŞ Spor maçı öncesi Almanya'ya gitmesine kendisinin izin verdiğini, çünkü dinlenerek, ikinci yarıya tam olarak hazır başlamasını istediğini söyledi.
Sarı-kırmızılı takımın, tüm tersliklere karşın başarılı bir ilk yarı geçirdiğini anlatan Polat, "Bence teknik heyeti ve futbolcuları alnından öpmek lazım. Ben, şampiyon olacağımıza inanıyorum" dedi.
Kadrodaki futbolcuları hakkında da değerlendirme yapan Polat, Lincoln'ün maçlarda çok faule maruz kaldığını, bu nedenle de sakatlıklar nedeniyle istedikleri verimi alamadıklarını söyledi.
Nonda'nın iyi oynadığını, Uğur'un da performansıyla kendisini utandırdığının altını çizen Polat, sezon başında takımdan ayrılan Kolombiyalı kaleci Mondragon hakkındaki bir soru üzerine de, "Benim bir prensibim var. Galatasaray'da oynamak istemeyen bir futbolcuyu ben tutmam. Mondragon'u çok severim. Ama o şartlarını sundu, 'ben giderim' diye tehdit etti. Ben de 'git' dedim. Diğer mevkilerde olduğu gibi kaleciyle ilgili de araştırma yapıyoruz" dedi.
Ümit Karan için Avrupa'dan ciddi bir öneri gelmesi durumunda transferi için yardımcı olacaklarını kaydeden Polat, "Ümit ile konuştum. Türkiye'de sadece Galatasaray'da forma giymek istediğini, ancak kariyerinin son 2 yılında Avrupa'da da oynama heyecanını yaşamak istediğini söyledi. Ümit'e yurtdışından teklif gelirse biz onu tutmayacağız. Kendisine 6 teklif var, Beşiktaş da istedi" diye konuştu.
Polat ayrıca, UEFA Kupası'nda çeyrek final oynamak istediklerini, Galatasaray Kulübü'nün mali açıdan önemli mesafeler aldığını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Futbol için parasal güç çok önemli. 4 önemli projemiz vardı, 2'si hayata geçti. Bunlar olursa Galatasaray'ın önü çok açık. Nakit akışında rahat değiliz. Ama tüm kulüplerin mal varlıkları yanyana geldiğinde bile, 10 ile çarpın, yine de Galatasaray'ın yarısı kadar etmez."
|
Ve Holosko, Beşiktaş'ta...
|
29.12.2007 09:43 - Spor haberleri bugün 106.305 kişi tarafından okundu
Beşiktaş, uzun süredir peşinde olduğu Vestel Manisaspor'un Slovak futbolcusu Filip Holosko için kulübüyle anlaşmaya vardı.
Beşiktaş Kulübü Asbaşkanı Levent Erdoğan yaptığı açıklamada, Holosko'nun transferi için kulübüyle anlaştıklarını belirterek, "Uzun süredir arzu ettiğimiz bu transferin gerçekleşmesi bizi mutlu etti. Beşiktaş camiasına hayırlı uğurlu olsun. Holosko'nun, hırsı ve mücadelesiyle takıma katkı sağlayacağına inanıyorum" dedi.
Siyah-beyazlılar, Holosko'nun transferi için Vestel Manisaspor'a 5 milyon Avro ile futbolculardan Burak ve Koray'ı verecek.
|

Valencia, Banega'yı seçti!..
"Şampiyonluk yaşamaya geldim"
Galatasaray'ın golcülerinden Nonda Tam Saha Dergisi'nden Mazlum Uluç'un sorularını yanıtladı. Kongo'da doğdu ama tam 10 yıldır İsviçre, Fransa, İtalya ve İngiltere liglerinde attığı gollerle Avrupalı bir golcü oldu. Öyle ki, her iki maçta bir ağları sarsacak kadar müthiş bir ortalama yakaladı. Geçirdiği ağır sakatlığın ardından önce Roma'da, sonra da Blackburn'de rehabilitasyon dönemini tamamladı. Şimdi gollerini Galatasaray için sıralıyor. Sarı-kırmızı takımı, bugüne kadar Avrupa'da yaşamadığı şampiyonluğa en yakın ekip olduğu için seçtiğini söylüyor.
Avrupa'daki ya da Güney Amerika'daki gibi altyapıların Afrika'da bulunduğunu pek düşünmüyoruz. Bu konuda yanılıyor muyuz? Afrika'da nasıl futbolcu olunur? Mesela sen futbola nasıl başlamıştın?
Aslında bu hangi ülkede bulunduğunuza bağlı bir şey. Fildişi Sahilleri, Kamerun, Güney Afrika ve tüm Kuzey Afrika ülkelerinin futbol altyapıları gerçekten Avrupa'yla baş edebilecek düzeyde. Fakat birçok ülke de var ki, oralarda bir futbol altyapısından söz etmek ancak hayal olabilir. Benim ülkeme bakıldığında ise Kongo'daki tüm erkek çocuklar için sokak aralarında futbol oynamak dışında oyalanacak bir şey yoktur. Biz de bulduğumuz bir topun peşinden koşardık. Oturduğumuz semtin küçük bir takımının yöneticileri beni görmüş. Orada oynamaya başladım. Daha sonra tesadüfî bir şekilde Brundi Ligi'ndeki bir kulübün A takımına geçtim.
Avrupa'da seni ilk keşfeden kulüp İsviçre'den FC Zürih oldu. Bu keşfedilme hikâyesini ve Avrupa'ya ilk gelişini anlatır mısın?
Brundi'de oynarken, Tanzanya'dan başka bir oyuncuyu izlemek için gelen menajer beni beğendi ve ülkesindeki Young Africans takımına götürdü. Daha sonra da Güney Afrikalı bir menajer başka oyuncuları izlemek üzere geldi ve beni beğenip Vaal Professionals'a transferimi sağladı. Sonrasında bir tesadüf daha yaşandı ve Güney Afrika'ya futbolcu izlemeye gelen bir menajer yine beni beğenip FC Zürih'e götürdü. Bunların tümünü tesadüf olarak adlandırıyorum. Eğer bu tesadüfler yaşanmasaydı bugün burada olmayacaktım.
Tıpkı Güney Amerikalı oyuncularda olduğu gibi Afrikalılarda da başlangıçta Avrupa futboluna uyum konusunda zorluklar yaşandığını gözlemliyoruz. Senin için bu süreç nasıl gelişti?
Ülkeler arasında büyük farklar olduğu için ciddi adaptasyon sorunları yaşanıyor. Ben de İsviçre'ye gittiğim ilk sezonda bunları yaşadım. Ailemden uzaktım, bildiğim her şeyin yerini başka bir şey almıştı ve ancak ikinci sezonumda kendime gelebildim. Afrika'dan direkt Türkiye'ye gelen bir oyuncunun da aynı sorunları yaşayacağını düşünüyorum. Ancak ben 10 yıllık bir Avrupa tecrübesinden sonra Türkiye'ye geldiğim için uyum sağlamakta hiç de zorluk çekmedim. Kendimi zihniyet olarak çok bildiğim bir çevrenin içinde hissediyorum.
FC Zürih'in ardından Rennes, Monaco, Roma ve Blackburn'de oynadın. Kendini en fazla hangi kulübe ait hissettin?
Kendimi Fransız kulüplerinde çok rahat hissetmiştim. Her şeyden önce onların dilini konuşuyordum ve kendimi sorunsuz bir şekilde ifade edebiliyordum. Bu da zaten birçok şeyin başıdır.
Maç başına attığın gollere bakıldığında ortalamanın 0.50'nin üzerinde olduğunu görüyoruz. Yani her iki maçta en az bir golün var. Fakat oynadığın maç sayısı düşük. Mesela Monaco'da sezon başına ortalama 23 maça çıkışsın. Diğer kulüplerde de aşağı yukarı aynı rakam var. Bu kadar yüksek yüzdeli bir golcünün maç sayısındaki düşüklük neyle açıklanabilir?
Aslında 2003'ten sonra böyle bariz bir görüntü var. İstatistikler az maç oynadığımı söylüyor. Fakat Blackburn'den itibaren ciddi bir toparlanma sürecine girdiğim de bir gerçek. Üstelik Blackburn'e sezon başladıktan sonra gitmiştim. Ne yazık ki Galatasaray'a da geç geldim ve bunu da göz önünde bulundurmak zorundayız. Birçok farklı etken bazen yan yana geliyor. Bazen bir sakatlık, bazen de takıma geç dâhil olmak gibi… Ama 2003'ten önce, yani ağır sakatlığımdan önceki istatistiklerime bakarsanız durumun hiç de böyle olmadığını görebilirsiniz.
Kongo Milli Takımı'nda 15 maçta 11 gol atan ve ülke rekoruna sahip bir oyuncusun ama burada da maç sayısında bir düşüklük göze çarpıyor.
Bu da 2003'teki sakatlığımdan kaynaklanan bir şey. 15 maçın büyük bölümünü 2003'ten önce oynadım. 2003'te geçirdiğim ağır sakatlık ister istemez milli takımdan 3 yıl kadar ayrı kalmama yol açtı. Ondan sonra da dünyanın her yerinde yaşanan yönetim değişikliği gibi sorunlar nedeniyle kadroya az çağırıldım. Ancak bunun böyle devam etmeyeceğini düşünüyorum. Kongo Futbol Federasyonu artık yapılanmasını tamamlamış durumda ve kendileriyle gayet iyi ilişkiler sürdürüyorum. Galatasaray'da gösterdiğim çabayla yeniden milli takımın devamlı oyuncusu olacağımı sanıyorum. Yeni hedefimiz Güney Afrika'daki Dünya Kupası. Kongo Milli Takımı önümüzdeki iki yıl içinde bunun için mücadele edecek ve ben de o takımın bir parçası olacağımı düşünüyorum.
Galatasaray'ı büyük olduğu için seçtim
|
 |
|
|
Linderoth süper doktora emanet
Kalçasındaki ender görülen sakatlığı yüzünden ameliyat olması durumunda sezonu kapatacak olan Galatasaray'ın İsveçli yıldızı Tobias Linderoth yarın son kez kontrolden geçmek üzere ABD'ye gidiyor. Colorado'ya uçacak olan Linderoth burada kalça sakatlıkları konusunda dünyaca ünlü doktor Marc Philippon tarafından muayene edilecek. Expressen gazetesine konuşan İsveç Milli Takımı doktoru Magnus Forssblad, Linderoth'a artroskopi uygulanacağını açıkladı.
'Ameliyat gerekli'
Tecrübeli futbolcunun ameliyat masasına yatma ihtimalinin çok yüksek olduğuna dikkat çeken Forssblad, "Artroskopi ile kalça içine girildiği zaman her şey görülecek. Operasyonun gerekli olduğunu düşünüyoruz" dedi. Bu arada ameliyat kararı alınması halinde operasyonun ABD veya İsveç'te yapılacağı bildirildi.
|
|
 |
|
|
|
|